SoN Dakika

Yolun Yarısına Çeyrek Kala

Sokakta koşuşturmalar, sürekli ne oynasak da yorulsak düşünceleri, ne açlığını anlamak ne de susuzluğunu, sabah çıkıp gece geç saatlerde eve dönmek,mahalle arkadaşlıkları, birlikte oturulan sofralar ve daha niceleri. Evet dönem çocukluk dönemi. En yakın hem de en uzak o zamanlar. Hangimiz çocuk olmadık ki. Zaman geçer yaşlarımız iki basamaklı oluverir.Ne anlarız büyüdüğümüzü ne de sorarız neden diye kapılır gideriz hayatın rutinliğine.
0-10 yaş arası ,salıncakta buluveririz kendimizi ayağımız yere değmediğinden birisinin bizi arkamızdan itmesine gerek duyarız. Bu dönemde muhtacızdır biri ya da birilerine.
10-20 yaş arası, biraz aksiyon biraz adrenalin salgılanırken vücudumuzda hız treninde alırız soluğu.
20-25 yaş arası, herkes bir kaydırak seçer kimi uzun olanı kimi dönemeçli olanı. Bu sefer yalnızızdır, tek başımıza kayarız.
25-40 Direksiyonun hakimiyeti bizdedir. Birine çarparsak, bilerek çarparız. Artık bir değil iki üç veya daha fazla olmayı öğreniriz. Bazılarımız çarpışan arabaya tek binmeyi tercih edebilir tabii.
40-70 Uzun bir dönem. Bu dönemin oyuncağı dönme dolap. O daireler çizerken havada artık birçok şeye alışmışlık vardır. Yükseldiğinde aşağıdaki her şeyi görürsün ve geri aşağı ineceğini de bilirsin. Yani artık bazı şeylerin farkındasındır.
Ben daha kaydıraktayım. Ama salıncağa binmeyi özlüyorum. Ruhum çocuk.Ama yaşım 20.
Yaş 35 şiiri doğruysa yolun yarısına çeyrek var.
Kıssadan hisse,
Parktaki her oyuncak ayrı güzel, farklı heyecan. En güzeli her yaşın kıymetini bilmeli ve ona göre yaşamalı.
Sevgiyle kalın. Hoşçakalın.

Seda Tural

sedtural99@gmail.com

EDİTÖR

Hiç yorum yok

';